III. Ahmed, IV.
Mehmed’in 1674 yılında yine Emetüllah Gülnûş Sultân’dan
dünyaya gelen ikinci oğludur. Ağabeyi ile âhenk içinde 9 yıla yakın
veliahd olarak hayatını devam ettirmiştir. Ağabeyi kadar olmasa dahi,
hattât, şâir ve müziğe meyli bulunan kültürlü bir padişahtır. Birinci
Edirne Vak’ası’ından hemen sonra yani 1703’ün Ağustos ayında, Hânedân-ı
Âl-i Osman aleyhine sözlerin dahi söylendiği bir havada, Şeyhülislâmın
ısrarıyla tahta geçirilmiştir. III. Ahmed dönemini ana hatlarıyla
şöylece özetlemek mümkündür:
Birinci Saltanat Devresi (1703-1718):
1703-1711 tarihleri arasındaki ilk yıllarında, önce iç huzuru sağlamaya
çalışmış ve Edirne Vak’asının failleri teker teker cezalandırılmıştır.
Sokullu veya Köprülü gibi dirâyetli bir sadrazam arayışındaydı ve
kendisini tahta getirenlerin etkilerinin farkındaydı. Çok sayıda
sadrazam değişikliğinden sonra Silâhdâr Dâmâd Çorlulu Ali Paşa’da karar
kıldı ve devlet işlerini önemli ölçüde 4 yıl kadar ona havale etti.
Bu arada Avrupa’da İsveç Kralı Carl’ın Deli Petro’ya yenilip sonra da
Osmanlı topraklarına sığınması, Osmanlı Devleti ile Rusya arasında
Nisan 1711’de harp başlamasına sebep oldu. Prut Seferi diye tarihe
geçen bu savaşta Osmanlı ordularının komutanı sadrazam Baltacı Mehmed
Paşa Serdâr-ı Ekremliğe tayin edildi. Çar, mağlup olacağını anlayınca,
Başbakan Baron Şafirov vasıtasıyla çok değerli mücevherlerini hediye
gönderdi ve sulh andlaşması yapılmasını arzuladı. İsveç Kralı ve Kırım
Hanı Devlet Giray’ın farklı kanaatlerini dinlemeyen ve müşâvirlerinin
tesiri altında kalan Baltacı Mehmed Paşa, çok cazip şartlarla sulh akdi
yaptı ve muzaffer bir komutan olarak İstanbul’a gelmek üzere yola çıktı
(Prut Muâhedenâmesi, Temmuz 1711). Bu hadise üzerine muhâlifleri,
Baltacı Mehmed Paşa aleyhinde her türlü iftirayı yapmaya ve Padişah’ı
etkilemeye başladılar. Neticede Kasım 1711'de Edirne'de iken azil
haberi geldi. Sonradan Deli Petro sözünde durmayınca, yeni bir savaş
başlamadan bitti ve Şehid Ali Paşa’nın 1713’de imzaladığı Edirne
Andlaşması ile Karlofça’da verilen yerler Rusya’dan geri alındı.
Sadrazam Silâhdâr Ali Paşa’nın,
Karlofça’da verilenler Rusya’dan alındığı gibi, Venedik ve
Avusturya’dan da alınması gerekir şeklindeki düşüncesi ve Venedik’in
Karadağlı âsileri himaye etmesi, aradan geçen 15 yıldan sonra 1714
yılında Venedik’e harp ilan edilmesine sebep oldu. Avusturya’nın da
Venedik’i desteklemesi üzerine, maalesef Damad Ali Paşa’nın şehid
olmasıyla sonuçlanan bir mağlubiyet alındı (1716). Bir sene sonra yani
1717 yılında Belgrad düşünce, 1718 tarihli Pasarofça Muâhedenâmesi ile
savaşa son verildi. Artık yeni bir dönem başlıyordu ve III. Ahmed’in 15
yıl süren birinci saltanat devresi sona eriyordu.
İkinci Saltanat Devresi = Lale Devri:
Mayıs 1718’de sadrazamlığa getirilen Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’nın
sadrazamlığı ile başlayan ve 1730 yılına kadar devam eden devreye Lale
Devri diyoruz. 1723’de başlayan İran Savaşları bu dönemin 1730’da
tamamen sona ermesine sebep olmuştur. Her çeşit kültür faaliyetlerinin
arttığı, Matbaanın tam olarak hizmet vermeğe başladığı ve harpten
ziyade sulh, sükûn ve de eğlencenin hâkim olduğu bu dönem, Osmanlı
tarihi için ayrı bir sayfadır. Maalesef ihtiva ettiği bazı gayr-i meşru
sayfalar sebebiyle bu huzur devam edememiştir. Rusya’nın İran’a girmesi
ve Osmanlı Devleti’nin de bu duruma müdahale mecburiyetinin bulunması,
7 sene sürecek olan İran Savaşlarını başlattı. Köprülü-zâde Abdullah
Paşa’nın Tebriz’i fethetmesi ve İran’a ait beş eyâletin Osmanlı
Devleti’ne ilhak edilmesi, Ekim 1727’de yapılan Hemedân Andlaşması ile
Sünnî olan Eşref Şah Üveysî tarafından kabul edildi. Ancak Şi’î olan
Nâdir Hân’ın bunları kabul etmeyerek bazı yerleri Osmanlı Devleti’nden
geri alması, savaşı yeniden başlattı. Padişah ile sadrazamın İran
Seferini 1723 baharına erteleme arzuları tepkiyle karşılandı.
Damad İbrahim Paşa’nın aleyhindeki bu rüzgar, kendi yakınlarına
devletin bazı makamlarını ve menfaatlerini peşkeş çekmesi de ilave
edilince, daha da arttı ve bu durum yeniçerileri azdırdı. Bir bahriye
neferi olan Patrona Halil’in başını çektiği bu isyan hareketi, tarihin
en kötü isyanı olacak şekilde genişledi. Yağmalar, hapishanelerdeki
tutukluları serbest bırakarak silahlandırmalar ve ev baskınları
artınca, asilerin Padişah’dan kellelerini istedikleri Damad İbrahim
Paşa ve yakınlarından olan bazı paşalar idam edildiler. 1 Ekim 1730
günü, âsiler bununla da yetinmeyip Padişah’ın görevden ayrılmasını
istediler ve gerçekten III. Ahmed’i o gece biraderi II. Mustafa’nın
oğlu Sultân Mahmûd’u tahta davet ederek kendisinin feragat ettiğini
açıklamak mecburiyetinde bıraktılar. III. Ahmed, ailesi ile birlikte
Topkapı Sarayındaki dairelerinde 5 küsur yıl daha yaşadı ve 62 yaşında
iken Temmuz 1736 tarihinde vefat etti. Az da olsa İslâma aykırı olan
fiiller, bir huzur dönemini daha sona erdiriyordu.
ZEVCELERİ: (III. Ahmed’in hanımlarının sayısı bazı tarihçilere göre
13’ü ve bazılarına göre de 18’i bulmuştur. Biz, Kadın Efendileri ile
birlikte 18 Hanım'ını tesbit edebildik.). KADIN EFENDİLERİ: 1-
Emetüllah Baş Kadın. Baş Haseki. 2- Rukıyye İkinci Kadın. 3- Emîne
Mihrişah İkinci Kadın; III. Mustafa’nın annesi. 4- Hatice İkinci Kadın.
5- Râbi‘a Şermi Kadın. 6- Zeyneb Kadın. 7- Emîne Musalli Kadın. 8-
Hanife Kadın. 9- Gülşen Kadın. 10- Ümmü Gülsüm Kadın. 11- Hürrem Kadın.
12- Meylî Kadın. 13- Fatma HümâŞah Kadın. 14- Nijad Kadın. 15- Nazîfe
Kadın. İKBALLERİ: 16-Şâyeste Sultân. 17-Ayşe Hanım; İkinci veya Üçüncü
İkbaldir. 18 -Hâtem Hâtûn.
ÇOCUKLARI: (III. Ahmed,
Osmanlı
Padişahları arasında en çok kadınla evlenen devlet adamlarındandır ve
bir kısım tarihçilere göre çocuklarının sayısı 50’yi bulmaktadır. Biz
sadece bilinen ve meşhur olanlarını zikrettik.). 1-Şehzâde Mehmed.
2-Şehzâde Abdülmelik. 3-Şehzâde Murad. 4-Şehzâde Mehmed Hân. 5-Şehzâde
Süleyman Hân. 6-Şehzâde Mustafa III. 7-Şehzâde Selim. 8-Şehzâde Ali. 9-
Fatma Sultân. 10- Âtike Sultân. 11- Zeyneb Sultân. 12-Şehzâde Bâyezid
Hân. 13- Ümmü Gülsüm Sultân. 14- Sâliha Sultân. 15- Ayşe Sultân; 16-
Hatice Sultân; 17- Nazife Sultân; 18- Esmâ Sultân; 19- Zübeyde Sultân;
20-Şehzâde Sultân Nu‘man Hân; 21-Şehzâde İbrahim; 22- Abdülhamid I;
23-Şehzâde Seyfeddin; 24- Emetüllah Sultân; 25- Ayşe Sultân (Küçük);
26- Emine Sultân .
|
|