Anne
Olarak Kadın'ın Değer ve Mevki |
|
".... Anaya iyi davranın ......." (Nisa Suresi / 36) "... Anaya iyilik edin" (Enam Suresi /151) "Rabbin,
sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı
kesin
bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında
yaşlanırsa,
kendilerine "of!" bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz
söyle. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve:
"Rabbim!
Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara
(öyle)
rahmet et!" diyerek dua et." "Biz insana,
ana-babasına iyiliketmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı
ve
zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer.
Nihayet
insan, güçlü çağına erip kırk yaşına varınca der ki: Rabbim! Bana ve
ana-babama
verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et
..." Bir
gün
Resulullah'a bir kimse gelir
ve sorar: - Benim kendisine hizmet ve
ülfet
etmeme, insanlar içinde en layık ve en haklı olan kimdir? Resulullah
efendimiz: - Anandır. - Sonra kimdir? - Sonra anandır. - Sonra kimdir? - Sonra anandır,
buyurdular. O zat
gene : - Sonra kimdir, deyince
Peygamber
Efendimiz buyururlar: - Sonra babandır. Bu hadiste, anaya ihsanın üç kere tekrar olunması, ananın evlat üzerinde, babanın üç misli iyilik ve ihsan hakkı oılduğunu ifade eder. Bunlar, hamilelik yorguluğu, doğurma eziyeti ve emzirmeye karşı sayılabilinir. Anne'ye günah olan bir şeyi emretmedikçe itaat etmek vacipdir. Hatta onun iznini almadan gönüllü olarak cihada katılmak bile caiz değildir. Hatta Resulullah bu durumda olanları geri çevirmiş izin almalarını istemiştir. Oğul nafile namaz kılarken, annesi kendisine seslense, ona eziyet vermemek için namazı bozması gerekir. Hatta bazı Şafii alimleri, farz olsun nafile olsun mutlaka namazı bozmak gerektiğini genel bir kaide olarak kabul etmişlerdir. Resulullah
efendimiz, Beni İsrail
zamanında yaşayan Cüreyc isimli bir rahibin kıssasını anlatarak bu
konuda
ümmetine ders vermiştir. Ebu Hureyre'nin annesine bağlılığı ve ondan hiç ayrılmaması sebebi ile, annesi vefat edinceye kadar hac etmediği bir ibret vesikasıdır. İslam'a göre, ana kafir olsa bile, mümin olan evladının iman ve itikadına ilişmedikçe, ona ihasan ve güzellikle muamele etmesi evladı üzerine vaciptir. Nitekim, Hz.Ebubekir r.a. kızı Hz.Esma'ya müşrike olan annesi Kuteyle ziyarete gelmişti. Ona ikram edip etmeme husususnda tereddüte düşen Hz.Esma r.a. durumu Resulullah'tan sormuş. O'da "Evet, anana sıla ve iltifat et" diye buyurmuşlardı. Anne
hukukunun yüksekliği hususunda
en meşhur hadis-i şerif şudur. İşte bütün bu ayet ve hadislerden anlaşılacağı üzere, İslamiyet anne olmak haysiyetiyle kadına en büyük, en muhterem bir mevkii vermiştir. Kaynaklar:1) Kur'an-ı Kerim Meali 2) Müslim 3) İslamda Kadın Hakları, Mehmet Dikmen |