Başörtüsü Kur'an-ı Kerimde Mevcud Bir Emirdir
Soru: Başörtüsü Kur'an-ı Kerim'de mevcud ilahi bir emir midir?

Cevap:
Bismillahirrahmanirrahim

Başörtüsünün farziyyeti: Kur'an-ı Kerim, hais-i şerif ve icma-ı ümmet ile sabittir. Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:



Bu ayet-i kerimede geçen "Humur"; Hımar'ın çoğulu olup başörtüsü demektir. "Cüyub" da ceyb'in çoğulu olup başörtüsü demektir. Buna  göre Cenab-ı Hak şöyle buyurmuş oluyor: "... Ve başörtülerini yakalarının üzerine  vursunlar. Başlarını, saçlarını, kulaklarını, boyunlarını, gerdanlarını, sinelerini açık tutmayıp bu suretle sımsıkı örtsünler ve  o halde bu emri ifa edebilecek  başörtüsü kullansınlar, bağlasınlar. Başörtülerini de yakalarının üstüne kadar indirip, bağlasınlar. Onların başörtülerini indirecekleri yer ise, bağırları ve göğüsleridir; oralardan birşey görünmeyecektir.

ALLAH Teâla'nın: "Başörtülerini de yakalarının üstüne kadar indirsinler." buyruğunda kastedilen, altlarında kalan göğüslerini ve bağırlarını örtmek için göğüslerine kadar inen örtülerdir. Böylelikle cahiliye devri kadınlarının kılıklarından farklı bir kıyafete bürünmüş oluyorlar. Çünkü cahiliyet halkı bu şekilde giyinmiyorlardı, aksine cahiliye döneminde kadın, erkeler arasında göğsü açık bir vaziyette geçerdi. Hatta kimi zaman boynu ve küpeleri dahi açıkta olurdu. Bu bakımdan ALLAH, Mümin kadınlara hal ve durumlarında tesettüre riayet etmelerini emretti.

Cahilliye kadınları hiç başörtüsü kullanmaz değillerdi.  Fakat yalnız enselerine bağlar veya arkalarına bırakırlar, yakaları önden açılır, gerdanları ve gerdanlıkları açık olurdu, ziynetleri görünürdü.

Demek ki son zamanlarda asrilik sayılab açılıp-saçılma böyle eski bir cahiliyet şiarı idi. İslam böyle açıklığı yasak edip başörtülerini yakalar üzerine vurulmasını emr ile tesettürü farz kılmıştır. İnen bu ayet-i kerime karşısında sahabe-i kiramın tutumuna bakın.

Hz.Aişe (R.Anha) validemiz: ALLAH, ilk muhacir kadınlara rahmet eylesin. ALLAH Teâla: "Kadınlar başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar" emrini indirince, o kadınlar izar denilen dış elbiselerini yardılar da onları başlarını örttüler, demiştir.

Safiyye bint, Şeybe (R.Anha) şöyle demiştir: Bir ara biz Hz.Aişe (R.Anha) validemizin yanında bulunuyorduk. Derken Kureyş kadınlarından ve onların faziletlerinden bahsettiler. Bunun üzerine Hz.Aişe (R.Anha) validemiz dedi ki:

- Kureyş kadınlarının, şüphesiz üstünlükleri vardır. Ancak ben, VALLAHİ ALLAH Teâla'nın kitabını en çok tasdik etmek ve indirilen ayet-i kerimelere kesin iman etmek bakımından Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nur suresinin: "Başörtülerini yakaları üzerine vursunlar" ayet-i kerimesi indirilince; erkekler, ALLAH Teâla'nın kadınlar hakkında kendilerine indirdiği ayet-i  kerimeleri ve hükümlerini kendilerine okumak için hemen ailelelerinin yanına gittiler. Er kişi; karısına, kızına, kız kardeşine ve akrabası olan her kadına okuyor, ALLAH Teâla'nın emrini tebliğ ediyordu. Bunlardan hiç bir kadın kalmadı, ne kadar varsa her biri futasına kalkıp, ALLAH Teâla'nın Kitabından inzal eylediğini tasdik edip inandığı için onunla başını örtüp sardı. Resulullah (S.A.V.) Efendimizin arkasında  sabah namazında başlarını kapatmış  oldukları halde bulundular. Sanki başları üzerinde siyah kargalar vardı.

Ehl-i İslam kadınları, işte böyle olmalıdır. Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin hanımlarını, Sahabe-i kiram hanımlarını örnek almalı, onlar gibi olmaya çlışmalıdır. İffet ve faziletlerini ayakaltı etmiş hayasızlara benzemekten şiddetle kaçınmalıdır. Çünkü büyükleri ve ALLAH Teâla'nın sevgili kullarını seven, onları benzemeye özenen kimseler büyük insan olurlar ve şefaalerine mazhar bulunurlar.

Yukarıda arzedilen ayet-i celilede Cenab-ı Hak, Mümin kadınları saygı duyulacak, iffet ve namus timsali olacak bir düzeyde bulundurmak  için onlara hem başörtüleini nasıl örtünmelerini, hem de zinet yerlerini, avret mahallerini iyice örtecek dış kıyafelerini nasıl kullanmalarını belirterek yol gösteriyor. Anlaşıldığı gibi konuyu oluşturan bölümde biri emir, diğeri nehy yani yasak olmak üzere iki ayrı hüküm yer almaktadır. Emir burada vücubu, yani farziyeti, nehiy ise tahrimi gerektirir. O halde Müslüman kadınların mahremleri olmayan erkeklere karşı başlarını, boyun, göğüs, kulak ve saçları kapsayacak şekilde örtünmeleri farzdır. Sokağa çıkarken de bütün vücutlarını tenin rengi görünmeyecek şekilde örtmeleri de fazdır. Bunu aksine bir kıyafet yasaklanmıştır ki bu, tahrimi gerektirir.

Yukarıda da ifade edildiği gibi İslamiyet'ten önce


Devam edecek ...




Mehmet Talu
Dini Meselelerimiz Sorular ve Cevapları, 2015, Cilt 5, Sayfa 592-633